Page - 41 - in Mobile Culture Studies - The Journal, Volume 2/2016
Image of the Page - 41 -
Text of the Page - 41 -
Mobile Culture Studies. The Journal 2 2016
Oya Topdemir Koçyiğit | Savaşın torunları : Travmatik belleğe kuşaklar ötesi bir bakış 41
Eşlerinden haber alamayan kadınlar, çocuklarıyla hayatta kalmaya çalışırken kıtlık, açlık ve
yokluk gibi birçok sorunla karşı karşıya kalıyor. Birinci ve ikinci kuşak aile üyelerinin ilk müca-
delesi, hayatta kalabilecek oranda beslenebilmektir. Bu mücadele sürecinde minimum düzeyde
karbonhidrat ve protein bulabilenler kendilerini şanslı sayıyor. Ekmeğin karne ile satıldığı, etin
hiç bulunmadığı bir dönemde, çoğunluğu hayatının ilk yıllarında olan ikinci kuşak (Alman
anneler), tam da büyüme çağında bu kıtlıkla karşı karşıya kalıyor. Kadınlar, güç koşullar içinde
çocuklarını yaşatma savaşı veriyor. Kadın bir görüşmecimin aktardıkları savaş koşullarının
evdeki yüzünü tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor:
“Annem patatesin kabuğunu kaynatıp on kişi beslendiklerini anlatır. Annem lazımlıklarda
yemek yediğini ne çok anlatır”. (İ.İ. kadın, 49, annesi Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinden)
Kadınların, savaş sürecinde kendi başlarının çarelerine bakacak yollar arama gayreti içine giri-
yor. Açlıkla birlikte sokaklarda kalma ve ağır çalışma şartları gibi refah kaybına neden olan güç
koşullar, karşılaşılan zorlukların görünen tarafıdır. Büyük oranda çocuklardan ve eşlerden ayrı
şekilde, yeterli olanakların olmadığı evlerde, tek bir oda içinde, en temel gereksinimlerden biri
olan beslenmeyi yetersiz ve sağlıksız bir şekilde karşılayarak yaşamlarını sürdürüyorlar.
Kimi kadınlar, bulundukları şehirlerde dikiş ve bakıcılık gibi mecburi hizmetlerde bulu-
nuyor. Kadınlar, iş ve iş sağlığı güvencesinin olmadığı, süresi ve karşılığı belirsiz olan çalışma
koşullarında hayata tutunmaya çalışıyor. Gündüzleri fabrika, maden vb. işyerlerinde haftada
50-60 saat, geceleri ise erkeklerin cephede giyecekleri savaş elbiselerini dikmek gibi işler yaparak
hayatta kalmaya çalışıyorlar. Savaşın eli, ailelerin yaşam düzenlerini değiştiriyor:
“Annem genç olduğu için mecbur fabrika hizmeti vardı. Fabrikalarda savaş için silah vb.
üretiliyordu. Önce Almanlar için fabrikada çalıştı. Sonra Çekler için çalıştı. Annem de
Alman kökenli ama Çek Cumhuriyeti’nden. Onlar İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra sınır
dışı ediliyor. Sonra Ruslar geldiler. Ondan sonra annem Bavyera’ya gitti. Haftada elli saat
altmış saat, ne kadar iş varsa o kadar çalışıyordunuz. Yani bir iş güvencesi yoktu. Şirkette
çalışıyordu. Ve aynı zamanda da akşamları Amerikan askerleri için dikiş yapıyordu. Sonra
biz dünyaya geliyoruz. Ablam ve ben. Çalışmaya devam ettiği için bizi bir aileye veriyordu.
Eskiden çok vardı böyle. Hafta arası yani pazartesiden ya da pazardan cumartesi sabaha
kadar o ailedeydim. Para karşılığında yapıyorlardı. Beş altı çocuk vardı. Ablamla ben iki
ayrı ailedeydik. Annemiz hafta sonları bizi kendi evine alıyordu. Aslında ev diye bir şey de
yoktu. Annem bir kadından oda kiraladı. Bir odada oturuyorduk. Bizi almaya Cumartesi
öğleden sonra geliyordu. Pazar günü öğleden sonra tekrar oraya bırakıyordu. Beş-altı sene
yaşadık orada”. (P.A., kadın, 48, annesi Bavyera eyaletinden)
Savaşın eli, ailelerin yaşam düzenlerini değiştirmeyi sürdürürken kadınlar, çocuklarını bir
arada ve hayatta tutmaya çabalıyor. Siyasi el aracığıyla dağıtılan aileler de bulunuyor. Aile üye-
leri arasında özellikle erkek çocuklar, şehirler bombalanırken daha az hasar gören ve tehli-
keli olmayan şehirlerde yaşayan başka ailelere veya yetiştirme yurtlarına verilebiliyor. Bir erkek
görüşmecim, 1939 doğumlu annesinin savaş sırasında erkek kardeşleriyle ayrılma nedenlerini
şöyle aktarıyor:
Mobile Culture Studies
The Journal, Volume 2/2016
- Title
- Mobile Culture Studies
- Subtitle
- The Journal
- Volume
- 2/2016
- Editor
- Karl Franzens University Graz
- Location
- Graz
- Date
- 2016
- Language
- German, English
- License
- CC BY 4.0
- Size
- 21.0 x 29.7 cm
- Pages
- 168
- Categories
- Zeitschriften Mobile Culture Studies The Journal