Seite - 34 - in Mobile Culture Studies - The Journal, Band 2/2016
Bild der Seite - 34 -
Text der Seite - 34 -
34 Mobile Culture Studies. The Journal 2
2016Oya
Topdemir Koçyiğit | Savaşın torunları : Travmatik belleğe kuşaklar ötesi bir bakış
27). Sermayenin, alışkanlıklar veya davranış yatkınlıkları olan habituslardan oluştuğunu ileri
süren Bourdieu, aileyi, farklı sermaye birikimlerinin aktarımını sağlayan toplumsal yeniden üre-
tim mekanizmalarını işleten yer olarak görür. Buna göre aile, “kolektif özne” biçiminde davranır
ve bütünlüğünü, bu birikimlerini sonraki kuşaklara aktararak sağlar (Bourdieu, 2015, 135-137).
Bourdieu’ya göre habituslar, gündelik yaşam deneyimlerine dayanarak oluşur. Bu dene-
yimler, bireyin belleğindeki temsillerden bir evren yaratır. Bireyler, içiçe olduğu ortamlardan
gelen habitusları benimser ve yeniden üretir. Mirası alan aktör, miras aldığını dönüştüren bir
eyleyendir. Bir sosyal alanın sınırlarını belirleyen habitusa göre birbirlerinden farklı kimliklere
bürünülür (Lahaye vd., 2011, 37, 88, 104). Maurice Halbwachs, kişisel ve toplumsal belleğin
diyalektik ilişkisine dikkat çekmiştir (Nora, 1989, 9). Buna göre kişi kendini, aidiyetini belir-
lemeye olanak veren bir kolektif kimlikle tanımlar (Lahaye vd., 2011, 288). Türk erkeklerle
evlenerek Türkiye’ye yolu düşen ikinci kuşak Alman kadınlar, savaş belleğini geride bırakmaya
çabalamış olsa da hem kendileri hem de çocukları bu belleğin tekrar tekrar üretiminde rol ala-
rak habituslarını ve kimliklerini biçimlendirmişlerdir.
Almanya, Türk erkekler için özellikle mühendislik, tıp gibi eğitim alanları açısından
önemli bir göç destinasyonu4 olmuştur. Almanya’nın bu konumu, Türk erkekler açısından aynı
zamanda Alman kadınlarla yakın sosyal ilişkilerin gelişmesine yardımcı olmuştur. Bu yönüyle
Almanya, Türk erkekler ile Alman kadınları buluşturan özel bir mekâna dönüşmüştür. Aynı
dönemde Türkiye ise Ortadoğu coğrafyasında bulunması nedeniyle her ne kadar Almanya’da
olumsuz bir imge olsa da Alman kadınlar açısından egzotik bir yer, güzel bir coğrafya ve rahat
bir gündelik yaşam alanı gibi cezbeden özelliklere sahiptir. Türkiye, bu kadınların, yeni bir
dil, inanç, alışkanlıklar, yaşamlarını yeniden kurdukları ve hayata tutundukları alan olmuştur.
Türk-Alman kuşağın aktardığına göre ikinci kuşak Alman kadınlar (görüşmecilerin anneleri),
Türk eşlerini, savaştan güçlü bir şekilde çıkan kendi ailelerine benzetmektedir. Buna göre Türk
eşlerin ve ilk kuşak Alman ailelerin güçlü tarafları, yürüttükleri yaşam mücadelesinden kay-
naklanmaktadır.
Türk-Alman kuşak, annelerinin Almanya, babalarının da Türkiye uyruklu olmasından
dolayı yaşamlarının belirli bölümlerini, hem Almanya hem de Türkiye’de geçirebilmektedir.
Bu kuşağın Türkiye’de aile ve sosyal çevrelerde yaşadıkları kimi tecrübeler, aile tarihine ilgi
duymalarına yol açmıştır. Birçoğunun Alman annelerinin Türkiye’deki uyum süreci5 sancılı
olmuştur. Annelerin konuşmak istemedikleri travmaların yıllar sonra yeniden ortaya çıkma-
sında, farklı bir coğrafyada yaşadıkları kültürel sorunların önemli bir payı bulunmaktadır.
Görüştüğüm kişiler arasında, annelerinin çocukluk çağlarında savaşa tanık olmalarının, trav-
malarını derinleştirdiğini düşünenler çoğunluktadır. Yeni travmalar, eski travmaları canlan-
4 İlgili literatür, daha çok misafir işçi göçüne odaklanmıştır. Bu araştırma, misafir işçi olmayan orta ve üst
orta sınıf Türk erkekleri kapsamaktadır.
5 Görüşmecilerin değerlendirmelerine göre, Alman kadınların bir başka ülkede yaşam kurması, güçlü kalma-
nın ya da bu travmatik mirastan uzak kalmanın bir yolu gibi görünse de başka bir ülke, aileden uzak kalmak
ve başka bir kültürel ortama uyum gibi baş etmesi kolay olmayan zorluklar içermektedir. Bu kadınlar, kendi-
lerini Türkiye’de başka türlü bir savaşın içinde bulmuştur. Kimi Alman kadınlar, yaşadıkları sorunlarla baş
etme süreçlerinde güçlü durmaya çalışırken sağlıklarından olmuştur. Mücadele süresince yalnız kalmaları,
savaş süresince yaşadıkları yalnız kalma korkusunu hatırlatmış ve eski travma yeniden canlanmıştır. İkinci
kuşak, kronik depresyon ve şizofreni gibi psikolojik sağlığı sekteye uğratan hastalıklarla karşı karşıya kal-
mıştır. Travmayla baş etmek üzere alınan psikolojik terapiler, bu kadınların savaş sırasında yaşadıklarını
unutturmaya yetersiz kalmaktadır.
Mobile Culture Studies
The Journal, Band 2/2016
- Titel
- Mobile Culture Studies
- Untertitel
- The Journal
- Band
- 2/2016
- Herausgeber
- Karl Franzens University Graz
- Ort
- Graz
- Datum
- 2016
- Sprache
- deutsch, englisch
- Lizenz
- CC BY 4.0
- Abmessungen
- 21.0 x 29.7 cm
- Seiten
- 168
- Kategorien
- Zeitschriften Mobile Culture Studies The Journal