Seite - 49 - in Mobile Culture Studies - The Journal, Band 2/2016
Bild der Seite - 49 -
Text der Seite - 49 -
Mobile Culture Studies. The Journal 2 2016
Oya Topdemir Koçyiğit | Savaşın torunları : Travmatik belleğe kuşaklar ötesi bir bakış 49
O sayede bilimde, kültürde, sanatta yapmış oldukları inovasyon, hızlı gelişme Almanya’yı
bir yere taşıyor. Ve Almanlar dünya tarihine, iktisadına yön veren bir toplum oluyor. Bunu
yadsımamak lazım. Ben Almanları çok sevmiyorum ama yaptıkları işe saygı duyuyorum.
Çünkü yanlış iş yapmıyorlar, doğru iş yapıyorlar”. (B.E., erkek, 47, annesi Aşağı Saksonya
eyaletinden)
Almanya’nın yetmiş yıllık süreçte gösterdiği performansta Alman olmanın gerektirdiklerini
yerine getirmek, aynı zamanda savaştan güçlü nitelikler geliştirerek çıkmayı pekiştirmektedir.
Savaşı yaşayan Almanlar bu süreçte, çalışma yaşamında yoğun bir emek gücünü oluşturuyor.
Bu dönemde, milli bütünlüğü sağlamak üzere hızlı büyümenin aktörleri oluyorlar. Torunlar,
bu dönemi, “Çalışkan Almanlar Dönemi” olarak özetliyor.
Savaşı yaşayanların, tek başına hayata tutunabilmenin yollarını gösteren stratejileriyle ken-
dilerine yetmeyi ve güçlü kalabilmeyi sağladıkları görülmektedir. Almanlar güçlü kalabilmeyi
titiz bir çalışma performansıyla gerçekleştiriyor. Yaşama sarılarak savaştan güçlü bir şekilde
çıkmayı başaran ilk kuşağın temsilcileri, çocuklarının (ikinci kuşağın) mücadeleci yönlerini
güçlendirmelerine katkı sağlamıştır. Almanya’nın hızlı büyüme sürecinde Alman ailelerin gös-
terdikleri mücadelecilik, çalışkanlık ve dayanıklılık, sonraki kuşakların yeni güçler üretebile-
ceği bir mirastır.
Stuart Hall’a (1992, 55) göre milliyetçilik, farklı tarihsel zamanlarda çok farklı politik tavır
alışlara bürünebilir . Savaştan yorgun çıkan ilk kuşak ve çocukları, Almanya’yı ileriye taşıma
sürecinde bütün için çalışmak üzere milletçe bir çaba gösteriyorlar. Önceki kuşakların bu tav-
rına duyulan hayranlık, üçüncü kuşağın, ahlak anlayışının biçimlenmesinde ve Almanya’ya
aidiyet geliştirmesinde önemli bir rol oynuyor:
“Savaştan sonra Almanya’da taş taş üstünde kalmadı. Tekrar bu seviyeye gelmiş olma-
larının nedeni, çok disiplinliler, çok çalışkanlar ve bütünün iyiliği için çalışıyorlar. Kes-
inlikle Alman kültürüne ve mantalitesine kendimi çok yakın hissediyorum. Türkiye’deki
gibi bireysel çıkarlar genel çıkarların önüne çok fazla geçmiyor gibi görüyorum. Bu, bütün
Almanlarda gördüğüm şeydir. Açıkgözlülük yapayım, sırada bir öne geçeyim, birilerini
ittireyim, işimi çabucak halledeyim, bunlar hep Türkiye’deki özellikler”. (S.H., kadın, 44,
annesi Hessen eyaletinden)
Kendini Almanya’ya ait olarak görmek, bugünkü kuşağın kendi kimlik kurgusunda önemli bir
yer tutuyor. Buna göre Alman olmak, bütünü ileriye taşıyan bir vazife gerektiriyor.
Mücadele ve çaba, güçlü kimlikler üretmesine karşılık sert ve soğuk mizaçlar da üretebiliyor.
Savaşla birlikte geliştirilen bu niteliklere karşılık zorluklarla yürütülen mücadeleler sırasında sert,
otoriter ve soğuk da olunabiliyor. Savaş tecrübesi, birçok şeye erişimin güç olması ve çaba gerek-
tirmesi nedeniyle esnek olmayan ve kurallı davranışlar geliştirilmesine yol açabiliyor. Kurallarla
çok haşır neşir olmak, sosyal ilişkilerde duyguları ortaya koymayı engelleyebiliyor. Savaş, duy-
guları törpüleyerek yüzleri ifadesizleştiriyor. Savaş, soğuk yüzüyle donmuş bedenlerde yaşıyor:
“Anneannem soğuk bir kadındı. Nasıl söyleyeyim? Dediğim dedik, inanılmaz disiplinli vb.
Çok zor bir kadındı. Öyle sevecen, pamuk gibi bir anneanne değil, anlatabiliyor muyum?
Benim için büst gibi, heykel gibi bir kadındı”. (O.E.B., erkek, 41, annesi Aşağı Saksonya
eyaletinden)
Mobile Culture Studies
The Journal, Band 2/2016
- Titel
- Mobile Culture Studies
- Untertitel
- The Journal
- Band
- 2/2016
- Herausgeber
- Karl Franzens University Graz
- Ort
- Graz
- Datum
- 2016
- Sprache
- deutsch, englisch
- Lizenz
- CC BY 4.0
- Abmessungen
- 21.0 x 29.7 cm
- Seiten
- 168
- Kategorien
- Zeitschriften Mobile Culture Studies The Journal